Translate:
Toprağın bize “armağanı”: Çini
Bin yılı aşkın bir geçmiş saklı çini sanatının ardında. Anadolu’nun topraklarındaki tüm sırlarla iç içe geçmiş onlarca hikaye… Selçuklulardan, Osmanlı’ya toprağın tüm ayrıntıları onunla hayat buluyor. İznik çinileri ise tıpkı yüzyıllar öncesindeki kadar ahenkli ve değerli hala…
1648’de Şam yolculuğu esnasında İznik’e uğrayan Evliya Çelebi şöyle der: “Burada insanı hayretler içerisinde bırakan bukalemun (çok renkli) nakışlı öyle çiniler işlenir ki, tarifinden dil acizdir.” İznik’i İznik yapan yegane şeyi anlatırken dil gerçekten de acizdir…
Büyük Selçukluların ve Anadolu Selçuklularının çiniyi mimari süslemelerde sıkca kullanmış olduğunu sanıyorum ki anlatmaya gerek yok. Çünkü bugüne miras bıraktıkları tüm eserlerde çinilerin izlerini görmek mümkün… Selçuklu seramikleri ve çinileri 11-13. yüzyıllar arasında; kobalt mavi, mangan, mor ve turkuaz renkler ağırlıklıydı. Eserlerde av sahneleri, hayvan ve insan figürleri, bitkisel motiflerle görsel bir zenginlik üretilmişti. Mimarinin gelişimiyle çini sanatı, Anadolu’da Selçuklular döneminde sarayları, hamamları zengin renk ve motifleriyle de duvarları süslemişti. Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılmasından sonra bayrağı devralan Osmanlı Devleti de çini sanatı için yeni bir dönem demekti.
İznik Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişip büyümesiyle beraber en önemli çini merkezi haline geldi. 15 .yüzyıl sonu ve 16. yüzyıl başında üretilmiş mavi-beyaz çiniler, sert ve pürüzsüz hamurlar ustalıkla bezenmiş üstün seramiklerdi. Mavi tonlardaki desenlerde Çin tarzı sakayikler, rumiler, hatailer ve çintemani motifleri kullanılmıştı. Daha sonraki dönemde Şam’dan getirtilen ustalar tarafından lale, karanfil, asma, bahar dalları, nar, haşhaş, kuş, geyik, tavşan, balık, hayvan sahneleri, kalyonlar, kobalt mavisi, turkuaz, yeşil ve mangan moru renkleri ile o dönemdeki bezemeler yapılmıştı.
On beş ve on altıncı yüzyıllarda Osmanlı Türk medeniyet sanatının zirvelerinden biri olan İznik çinisinin camilerimizde, saraylarımızda, Türk ve dünya müzelerinde mevcut örnekleri hala hayranlıkla izleniyor. Dönemin karekteristiğini oluşturan kabarık mercan kırmızısı dönemin ustalarının motif zenginliği ile 16. yüzyılda dünyada da aranır oldu. Lale, karanfil, gül ve sümbül ile bezenmiş sürahiler, vazolar, kaseler, tabaklar, duvar çinileri bu yüzyılın sonuna kadar zenginliğini sürdürdü.
On altıncı yüzyıl İznik çinilerinin her bakımdan altın çağı sayılabilir. Renk, kompozisyon, motif, teknik ve kalite yönünden tüm dünyanın beğenisini kazandığı bu dönem İznik’in tüm dünyada ayrıcalıklı bir üne kavuşmasını sağladı. Bunun en temel sebebi ise İznik çinilerinin eşsiz bir ritme ve çeşitliliğe sahip olması… Farklı kompozisyonların uygulandığı İznik çinileri için tam bir desen analizi çıkarmak ise neredeyse imkansız… Teknik açıdan sahip olduğu ayrıcalıkların yanı sıra, İznikli çini üstatlarının etkileyici ve yaratıcı desenleri İznik çinilerini çok daha ileri boyuta taşır.
Günümüzde çini sanatı, bu işin peşini bırakmayan birkaç atölye ile ayakta duruyor. Oldukça zor ve zahmetli olması da bu sanatın hayatta kalmasının daha da zorlaştırıyor. Akademik, teknolojik ve kültürel destekli İznik çinisi ve keramik araştırmalarına devam eden Uludağ Üniversitesi’ne bağlı “İznik Meslek Yüksekokulu” ise “Çini İşletmeciliği Programı” ile bu işi daha da temellendiriyor. Umarım ki bu güzel gelişmeler artarak devam eder. Uzun yıllardır bu işin emekçisi ve bir seveni olarak her gün üretiyorum. Bu değerli toprak sanatında yüzlerce hamur, astar ve boya denemesinde bulunuyorum. Ama halen bu işin cırağı olduğumu iyi biliyorum ve bu işin gizemi ile üretmeye devam ediyorum. Fırının açılmasını hep merakla bekliyorum. Bu işin hala ne kadar büyülü olduğunu yaşıyorum. Dilerim ki bundan sonra bu işle uğraşan herkes tıpkı benim gibi büyüleniyor olur bu sanattan. Çünkü çinicilik emeğin ve sabrın ürünü. Ona inanmazsanız, bu mesleği yapamazsınız
KAYNAK: #BURSADERGİ.COM.TR
Tile: It's a gift ”of the soil to us:
Over a thousand years of hidden tile art. Tens of stories intertwined with all the secrets of the lands of Anatolia an From Seljuks to Ottomans all the details of the land come to life. Iznik tiles are still as harmonious and precious as centuries ago. Evliya Çelebi, who visited Iznik in 1648 during his Damascus journey, said: ac The chameleon (multi-colored) embroidered china is embroidered in such a way that the language is misleading.I think that the great Seljuks and the Anatolian Seljuks often used the tile in architectural decorations. Because it is possible to see the traces of the tiles in all the works they have inherited in Seljuk ceramics and tiles 11-13. between the centuries; Cobalt was predominant in blue, manganese, purple and turquoise colors. In the works, hunting scenes, animal and human figures, and herbal motifs produced a visual richness. The art of tile with the development of architecture, the palaces in the Seljuk period in Anatolia, the baths with rich colors and motifs adorned the walls. After the collapse of the Anatolian Seljuk State, the Ottoman Empire took over the flag and meant a new period for the art of tile. Iznik became the most important center of the tile with the development and development of the Ottoman Empire. Blue-white tiles produced at the end of 15th and early 16th centuries, and the hard and smooth doughs were superior ceramics. Chinese style ornaments, rumis, calligraphy and chintemani motifs were used in blue tones. In the following period, the tulip, carnation, vine, spring branches, pomegranate, poppy, bird, deer, rabbit, fish, animal scenes, galleons, cobalt blue, turquoise, green and manganese purple colors were decorated by the masters brought from Damascus. . Iznik tiles, which is one of the peaks of Ottoman Turkish civilization art in the fifteenth and sixteenth centuries, are still admired by our mosques, palaces, Turkish and world museums. In the 16th century, it was sought after in the 16th century with the richness of the motifs of the masters of the fluffy coral-red period. Jugs, vases, bowls, plates and wall tiles adorned with tulips, carnations, roses and hyacinths remained rich until the end of this century.The golden age of Iznik tiles from the sixteenth century can be considered in all respects. This period, which gained appreciation of the whole world in terms of color, composition, motif, technique and quality, enabled Iznik to gain a privileged reputation all over the world. The most important reason for this is that Iznik tiles have a unique rhythm and variety. Çıkarmak It is almost impossible to make a complete pattern analysis for Iznik tiles, where different compositions are applied. moves to size.Today, the art of tile works with a few workshops that do not give up. The fact that it is quite difficult and laborious makes this art more difficult to survive. Iznik pottery with academic, technological and cultural support, and ok İznik Vocational School ini of Uludağ University which continues its pottery research is based on dağ Tile Management Program Akademik. I hope these beautiful developments continue. I have been working as a laborer and a loved one every day for many years. I am trying hundreds of dough, primer and paint in this valuable soil art. But I still know that I am the culprit of this business and I continue to produce it with the mystery of this business. I always look forward to opening the oven. I'm still living up to how magical it is. I wish that everyone who is doing this will be fascinated just like me. Because tile is the product of labor and patience. You can't do this job if you don't believe it. SOURCE: # BURSADERGI.COM.TR
This website uses cookies. By continuing to use this site, you accept our use of cookies. Privacy Policy